 |
Zorlukların Beyin Gelişimine Etkisi |
Şu sıralar Dr. John Demartini'nin Değerler Prensibi isimli kitabını okuyorum. Kitapla alakalı başka bir yazı yazacağım o yüzden kitabın içeriğiyle ilgili burda detaya girmeyeceğim. Fakat kitapta bir bölümde, "Karşılaştığınız zorluklar, beyninizi şekillendirir." diyor ve miyelinleşmeyle beynimizin geliştiğini aktarıyor. Bu zaten bildiğim bir şeydi ama bu konuda bir şey yazmadığımı hatırlayınca, biraz detaylarına girerek bu içeriği hazırlamak istedim. Hem kişisel gelişiminiz için, hem de beyninizin daha sağlıklı kalmasını sağlamak için; bugün sizi zorluklarla karşılaşmaya ve mücadele etmeye çağıracağım.
 |
Dr. John Demartini |
 |
Değerler Prensibi |
Biraz uzun bir yazı olabilir ama yazıya başladığınız ve bitirdiğiniz anlar arasında başka birine dönüşeceksiniz. Fazla mı iddialı oldu? Yazıyı okuduktan sonra kendiniz karar verin.
Miyelin Kılıf Nedir ve Ne İşe Yarar?
Aslında ortaokul ve lisede biyoloji dersi gören herkesin bildiği bir şey ama unutanlar için tekrar hatırlatalım. Miyelin kılıf, sinir hücrelerinin etrafını saran lipoprotein yapıda bir kılıftır. Miyelin kılıf, sinir hücrelerinde sinirsel iletimin hızlı olmasını sağlar ve hasar gören sinir hücrelerinin yenilenmesinde yardımcı rolü vardır. (Meraklılar için: Ankara Üniversitesi'nin Açık Ders içeriği:
Miyelin Kılıf)
Miyelinleşme Beyninizi Nasıl Geliştirir?
Miyelin kılıf sayesinde, sinirsel iletimin daha hızlı olduğunu biliyorsunuz. Bu gelişen sinirsel iletim, beyninizde yeni sinapslar kurmasına yardımcı olur. Yeni sinapslar demek, beyninizin eskisinden daha fazla nöral bağlantıya sahip olması demektir.
Peki miyelinleşme nasıl artar? Asıl kilit nokta bence burası.
Türkiye Voleybol Federasyonu'nun sitesinde yer alan Prof. Dr. Muzaffer Çolakoğlu'nun
Miyelinleşme ve Potansiyel Performansa Ulaşma başlıklı bir sunumu var. Sunum elbette sporcular için hazırlanmış ama arkasındaki mantığı öğrenmemiz için iyi bir kaynak. Sunumda, sporcuların antrenmanlarının miyelinleşmeye olan etkisi ele alınmış ve "Her eklemin farklı açılarda çalıştırılmasının" miyelinleşmeyi olumlu etkilediği belirtilmiş. Yani, eklemi tek yönlü zorlamaktan ziyade, birkaç farklı açıyla zorlamak; miyelinleşmeyi hızlandırıyor.
Sadece fiziksel antrenmanlarda değil tabi. Satranç oynayanlar ya da satranç bulmacaları çözenler bilecektir. "Bu pozisyona nasıl gelinir?" ya da "En kazançlı hamle ne?" tarzında sorular vardır. Bu soruları çözmek için birçok varyantı gözünüzde canlandırmanız gerekir. Bu da sizi, oyunu farklı açılardan düşünmeye zorlar. Bu zorlanma da tıpkı fiziksel aktivitelerde olduğu gibi, oyundaki kabiliyetinizi geliştirir.
Bilgisayar Oyunlarının Miyelinleşmeye Etkisi
Değerler Prensibi'nde en ilginç gelen noktalardan biri, bilgisayar oyunlarının da miyelinleşmeye katkı sağladığını okumam oldu. Bunu beklemiyordum açıkçası. Fakat arkasındaki mantığı okuyunca makul buldum. Kısaca sizinle de paylaşmak istiyorum.
Bilindiği üzere, bilgisayar oyunları genellikle kademe kademe zorlaşacak şekilde tasarlanır. Bu zorluk seviyeleri geçildikçe, oyun iyice kompleks bir hale gelir. Bu zorlanmaların da tıpkı yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, miyelinleşmeye katkı sağladığını açıklamış yazar. Çok makul görünüyor bana.
Gerçek Hayattaki Zorlukların Miyelinleşmeye Etkisi
Bilgisayar oyunlarında seviye atladıkça zorluklar nasıl artıyorsa, gerçek hayatta da aynı şekilde zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu durumda beynimiz alternatif senaryolar üretmeye ve zorlukla mücadele için gerekli kaynakları taramaya başlıyor. Eğer siz bu zorluk karşısında pes etmez, geri durmaz -yani kaçmazsanız- beyninizdeki miyelinleşme hızlanıyor.
Sorunu tam olarak çözemeseniz bile, bu mücadele size artı olarak yansıyor. Rudyard Kipling'in meşhur Adam Olmak şiirinde, "Herkesin bırakıp gittiği noktada, sen dayanabilirsen tek..." dizeleriyle dediği gibi; zorluklar sizi adam eder. Dinlemek isteyenler için aşağıda güzel bir seslendirmesi var Bülent Ecevit'in.
https://youtu.be/0BJXpbyC2uU
Kendi Zorluklarımdan Bir Örnek Olay
Bu kadar miyelinleşmeden bahsettikten sonra kendi hayatımdan da bir örnek vermek istiyorum. Hayatımın bir döneminde, tuhaf bir dizi olay sonucunda biz ailecek gidecek bir yer bulamadık. Kirada oturduğumuz ev satıldı. Biz satın aldığımız evdeki kiracıyı evden çıkaramadık. Ve ciddi bir barınma krizi çıktı. Barınma krizini atlattık, dedemde kötü bir hastalık çıktı. Ortaokul lise çağları diyeyim bu döneme.
Tam aile desteğinin lazım olduğu dönemde, ailemin binbir çeşit sorunla boğuşması gerekti. O yıllarda ben eğitim hayatımın en müthiş dönemlerini geçirdim. Bana rehberlik edecek anne-baba ikilisi mecburen başka alanlara zaman ve kaynak ayırmak zorundalardı. Üstelik kardeşimin sorumluluğu da kısmen üzerimdeydi. Bundan çok az şikayet ettim.
Fakat dönüp bakınca, her şey olması gerektiği gibi oluyor. O yıllarda edindiğim birçok "ders bilgisi" hala hafızamda mıh gibi duruyor. Çünkü o zorluğun ve karamsarlığın ortasında, ne okusam resmen kayıt cihazı gibi hafızaya alıyordum. Eğitim hayatım, sonraki "rahat" dönemlerde, hiç de istediğim gibi gitmedi.
Şimdi kitapta okuduklarımla birleştirince meselenin özü ortaya çıkıyor: Önce zorluğu kabul et, sonra zorlukla mücadele et. Bu sizi bambaşka birine dönüştürüyor. Bu çıkarımı çok daha önce yapmış olmayı çok isterdim. Ama bir büyüktür sıfır! Bir ders almış olmak önemli.
Sonuç Olarak: Zorluklar Sizi Geliştirir, Pes Etmek Yerine Mücadele Edin
Daha önce
durdurulamaz olmanın yollarında okur tavsiyesiyle eklediğim bir bölüm vardı. Durdurulamaz olmanın yolu olarak pes etmemeyi tavsiye etmişti bir okur. Miyelinleşme, tam olarak pes etmediğiniz durumlarda gerçekleşiyor. Olaylara daha geniş bir perspektiften bakmaya başlıyorsunuz. Karar alma süreçleriniz değişiyor. Çalışma ve iş yapma şekliniz değişiyor. O yüzden pes etmek yerine, karşınıza çıkan zorluğu nasıl kullanabileceğinizi düşünün. Zorlukları engel değil, basamak olarak görün ve tırmanmaya devam edin.