![]() |
Kimse görmeyecekse neden yapıyoruz? |
Blogu açtığımdan beri, ürettiğim içerikleri hiç etrafta paylaşmadım. Arayan bulsun, bilen gelsin mantığı hakimdi hep. Çünkü blogu açarken, "benimle aynı yolu yürüyecek olanların" işine yarasın diye açmıştım. Fakat bugün sabah yürüyüşü sırasında eşim, "Kimse görmeyecekse neden yazıyorsun?" diye sordu. Aslında görmesi gerekenlerin göreceğini düşünmüştüm. Bundan sonraki kısım azıcık teknik ifadeler içerecek. Sonrasında kişisel gelişim tarafıyla alakasına tekrar bağlanacak. Anlamadığınız yer olursa okumayı bırakmayın.
Aklımdaki algoritma şöyleydi:
- Ben içeriği hazırlarım.
- Google, Bing, Yandex, Yahoo gelir yazıyı tarar.
- Arama sonucunda insanlar gelir.
- Yazıyı okur ve giderler.
İyi de arama motorları neden gelip sayfayı indexlesinler ki? Blogun ne backlinki var, ne sosyal medya paylaşımı yapıyorum, ne insanlar gelip doğrudan okusunlar diye Whatsapp vb. yerlerden gönderiyorum. Kimsenin bilmediği bir internet köşesi gibi gidiyor blog. Peki bundan ne ders çıkardım?
Her Soru Üstüne Düşünmeye Değer
Eşimin sorusuyla birlikte, "Kimse görmeyecekse neden bunu yapıyorum?" diye düşünmeye başladım. Maksadım insanları harekete geçirmek, onları kendi gelişimlerine ve geleceklerine yatırım yapmaya davet etmekse; neden sadece arayan insanlar bulsun gibi bir düşünceye kapılıyorum? Haliyle, düşünme tarzımın yanlış olduğuna kanaat getirdim.
Elbette yine bu yolda ilerlemek isteyen insanlar bulsunlar ve fayda görsünler istiyorum. Ama onların beni bulmalarını da kolaylaştırmam gerektiğini düşündüm. Basit bir soru fakat üstüne düşündükçe yeni şeyler çıkarmama olanak sağladı. Ben de bundan bir ders aldım: Her soru üstüne düşünmeye değer.
Eleştiriyi Harekete Geçmek İçin Kullan
"Kimse görmeyecekse neden yapıyorsun?" sorusu aslında bir eleştiri aynı zamanda. Ben eleştirileri severim. İnsana harekete geçme fırsatı verir. Bu eleştiriyi de harekete geçmek için kullandım. Başarının Anahtarı: Tutarlılık ve Süreklilik başlıklı yazımda, blogdaki içerik üretimi sıklığımı nasıl artırdığımı tutarlılık ve sürekliliği nasıl sağladığımı anlatmıştım. Fakat iş içeriği üretmekle bitmiyor. İnsanların da bulabilmesi gerekiyor.
Eşimin eleştirisini harekete geçmek için bir fırsat olarak gördüm. Normalde bir Facebook ve Pinterest profili yoktu blogun. Fakat insanlar daha rahat bulsun, içeriklerim insanların önüne düşsün diye; Facebook ve Pinterest profili oluşturdum. Oralarda içerikleri paylaşmaya başladım. Denk gelen insanlara katkı sağlayacaktır zaman içerisinde.
Kimsenin Görmeyeceği Ama Yine de Yapılması Gereken İşler
Tabi harekete geçtim ve bir şeyler yapmaya başladım ama üstüne düşünmeyi de bırakmadım. Kimse görmese de yapılması gereken şeyler var. Bu hayır kurumlarına bağış yapmak olur, topluma fayda sağlayacak herhangi bir iş olur; kimse görmese de yapılması gerekir. Hatta böyle şeyleri kimse görmezken yapmak çok daha keyiflidir. Bunu da çok sevdiğim bir arkadaşımdan tesadüfen öğrendim.
Bu arkadaşım, şehrin büyük parklarından birinde birlikte adımlarken, yerden meşe palamudu topluyordu. "N'apıyorsun birader?" dedim. Gülerek palamut topladığını söyledi. Ne yapacağını sordum. Sonbaharda tohum topları hazırlayarak şehirler arası yollarda yol kenarlarına attığını söyledi. Kimse görmüyor ama yine de yapılmalı. Birileri yaşadığı yeri güzelleştirmek için çabalıyor. 😊
Bazı İşler Alkış İçin Yapılmaz
Palamut örneği, yahut benzer başka şeyler; alkış için yapılan işler değil. Kimse teşekkür etmese de, hatta kimse fark etmese de yapılması gerekir. Blogda yazmak da benim için öyle aslında. Ama yine de görünür olmasını tercih ederim. Çünkü bir kişiyi etkilemek, onunlar birlikte onlarca insanı etkilemek demek. Bir kişinin tasarruf etmek için çabaya düşmesi, günün sonunda cari açığın azalmasına olumlu katkıda bulunur. Bir kişinin yeni bir şey öğrenmesi, günün sonunda hareket kalıbını değiştirir. Yolun kenarında bir fidan, yolculuğu değiştirir. Alkışa gerek yok, bilinmeye gerek yok.
Sonuç: Görünür Olmak İstiyorsanız da, Kimse Görmese de Devam Edin
Yazının burasına kadar okumaya devam ettiğiniz göre, demek ki siz de kendi palamutlarınızı topluyorsunuz. Kimse görmese de devam edin palamutları toplamaya. Bilinsin istiyorsanız da devam edin. Emin olun fark yaratıyorsunuz. Finansal bağımsızlık meselesinde söylemiştim, burada da tam oturuyor: Her küçük şey fark yaratır.
Fark yaratmaya devam edin. Dünya ve hayatınız ancak bu şekilde daha güzel olacak.
Tags:
kişisel gelişim