Erteleme Alışkanlığı

Erteleme Alışkanlığı


    
Toplanın kardaşlar, bugün büyük bir dertten konuşacağız. Etrafımda bu dertten çekmeyen çok az kişi var. En çok da ben dertliyim bu erteleme alışkanlığından. Erteleme alışkanlığının sebeplerinden, sonuçlarından, nasıl engellenebileceğinden konuşalım istiyorum. Haydi buyrun...

    Bu erteleme alışkanlığı, genelde gördüğüm; işlerini bir şekilde yetiştirebilen insanlarda ortaya çıkıyor. Gördüğüm örneklerin tamamı, son dakikaya bırakıldığında yetişmeyecek gibi görünen işlerin hepsini tamamlayabiliyorlar. Ama yoğun bir stres ve vicdan azabı da beraberinde geliyor. Gerek var mı bu stresi çekmeye?

    Ortaokulda, lisede filan etrafınızda "Erteleme, günü gününe çalış." tavsiyesi veren birileri mutlaka olmuştur. O insanlar haksız değillerdi. Gününde yapıldığı zaman yarım saatle savuşturulacak iş, ertelendikçe daha büyük bir maliyete sebep oluyor. Engellemek lazım. Ama nasıl?

Erteleme Alışkanlığının Sebebi Nedir?

    Genellikle erteleme alışkanlığının sebebine bakmadan, şöyle yapalım böyle çözelim diyoruz. Ama sebebi doğru belirlemezsek; alacağımız önlemler de sebebi ortadan kaldırmaya yönelik olmayacaktır. Bu yüzden erteleme alışkanlığının sebebini doğru tespit etmek gerek. Benim için bu "Nasılsa yetiştiririm" rahatlığından geliyor. Fakat her iş ertelenir hale gelince, işler iyice sarpa sarıyor. Ertelediğim bir işin yerine ne koyduğuma baktığım zaman, genellikle bunun sosyal medya olduğunu gördüm. Çünkü ucuz dopamin kaynağı... (Daha sonra bu dopamin meselesiyle ilgili kapsamlı bir dosya hazırlayacağım.)

    Başka sebepleri de var. Sadece sosyal medyaya yöneldiğim için değil. Nasılsa yetiştirebiliyorum özgüveni, üzerimde baskı olmadan harekete geçmeme "huyu", dışarıda havanın çok güzel olması ve benim ofiste tıkılı kalmış olmam, memleketin bitmek tükenmek bilmeyen gündemi gibi kendi kendime yarattığım bir sürü frekans bozucu...

    Ayrıca plansız çalışmak da bende erteleme sonucu doğuruyor. Hala blogda yazacağım şeyleri, planlamayı başaramadığım için savruk gidiyorum. Bu yazı 11. yazı olacak blogdaki ve ben hala tam disipline olamadım. Bu yazıyı yazmaya başlayalı 6 günden fazla oldu. Plansız çalışmak da erteleme alışkanlığı geliştirmenize neden olabilir...

    Eğer psikolojik temelli bir rahatsızlığa dayanmıyorsa, sizin için de erteleme alışkanlığının sebepleri bunlara benzerdir muhtemelen. Bu sebebi doğru belirlemeniz, harekete geçmeniz için de oldukça önemli.

Erteleme Alışkanlığıyla Nasıl Mücadele Edilir?

    Sebebi doğru tanımladıysanız, önceliğiniz sebebi ortadan kaldırmak olmalı. Eğer sosyal medya dikkatinizi dağıtıyorsa, bir sosyal medya detoksuna girmelisiniz. Eğer haberleri takip etmek siz de bir bağımlılığa dönüştüyse; gündemi takip etmeyi bırakmalısınız. Eğer mükemmel olmayacağından endişe ettiğiniz bir iş varsa ortada, çıtayı düşürün. Hadi derli toplu yazalım, maddeleyelim.
  1. Farkına varın. Erteleme alışkanlığının sebebinin, hayatınızdaki yansımalarının ve gelecekte nasıl pişmanlıklara dönüşebileceğinin farkına varın. Hayatınızdaki her şeyin, alışkanlıklarınızın gecikmiş bir yansıması olduğunu kabul edin.
  2. Böl, parçala, bitir. Diyelim ki, bir uygulama yazacaksınız. Uygulamada kullanacağınız, toplamda 20 fonksiyon, 5 class ve 50 farklı değişken var. Önce sözde kodunu ve kullanacağınız değişkenleri yazın. Sonra en kolay yazacağınızı düşündüğünüz fonksiyonları yazın. Sonra class yapılarını oluşturmaya başlayın. Yani işi, mümkün olduğunca küçük parçalara bölün ve başlayın. Başladıktan sonra, zaten bitireceksiniz, bunu biliyorsunuz.
  3. Süreklilik kazandırın. Yaptığınız şey her neyse, yazıyorsanız da, çiziyorsanız da, egzersize başladıysanız da, bunu günlük bir alışkanlığa çevirmek için çabalayın. Ben kitap okumakta ve egzersizde bunu sağlamaya çalışıyorum. En kötü ihtimalle çıkıp kısa bir yürüyüş yapıyorum ve sürekliliği bozmama isteği erteleme isteğinden baskın geliyor.
  4. Programlar yapın. Her gün sabah yataktan kalkınca, küçük bir deftere o günün programını yazın. Neler yapacaksanız, her biri yazılı olsun. Dijitali sevmiyorum ben bu tip şeyler için. O yüzden mutlaka kağıt kalemle yapmak gerektiğini düşünüyorum. Ama nasıl rahat edecek ve nasıl görmezden gelmeyecekseniz o şekilde yapın programınızı.
  5. Kararsızlıktan kurtulun. Programı yaptık. Elimizde o gün hallolması gereken 9 farklı işimiz var. "Hangisinden başlasam acaba?" sorusunu sorduğunuz anda, geçmiş olsun. Başlamayı ertelediniz demektir. Seçin birini ve başlayın. (Bana kalırsa, yaratıcılık gerektiren işler; günün ilk işleri olmalı. Tabi yine seçim sizin, nasıl rahat uygulayabilecekseniz onu seçin.)
  6. Kendinizi aşağılamayın. Erteleme alışkanlığının en kötü yanı, kendini besleyen tuhaf bir fasit daire yaratması. "Sen zaten hep böylesin. Vaktinde yapsana şu işleri, gerizekalı!" Of! Ne pis cümle. Hele insan kendi kafasının içinde söylüyorsa bunu... Aşağılamak bir çözüm değil. Harekete geçmek çözüm ama. "Sen zaten..." diye bir cümleye başladığınızda bunu yarıda kesin ve ertelediğiniz işe girişin.

Sonuç Olarak...

Erteleme alışkanlığı da tıpkı diğer alışkanlıklar gibi, kazanılan ve kaybedilen bir şey. Bunu kabul edin. Sebeplerine odaklanın. Sebebi ortadan kaldırmak, erteleme alışkanlığınızı da büyük ölçüde ortadan kaldırmanıza etki edecektir. Sonrasında ertelememeyi bir alışkanlık haline getirmeye çalışın. (Uf ne kadar zekiyim 😁) Şaka bir yana, ertelemeyi bırakmanın en kolay yolu bana göre harekete geçmek ve bunu bir süreklilik haline getirmekten geçiyor. Çünkü, insan tuhaf bir şekilde eylemsizlik seviyor. Eğer, ilerlemeyi sabit bir hızla yapılan bir şey haline getirebilirseniz; bu durum sizin için yeni eylemsizlik hali oluyor. 

Hadi bakalım... Gazanız mübarek, erteleme alışkanlığınız yok, yeni eylemsizlik haliniz sabit hızınız olsun. 😊

Daha yeni Daha eski

İletişim Formu