Meseleyi nereye götüreceğim biraz belli oldu galiba... Zor zamanlardan geçiyoruz. Hem mental, hem ekonomik olarak zorlanıyoruz hepimiz. İyi olma halini bireysel ve toplumsal olarak devam ettirebilmek için; önce kendimize odaklanmamız gerekiyor. Bu söylediğim, bizdeki "Gemisini kurtaran kaptan." sözünden daha farklı. Çıkarını muhafaza etmekten söz etmiyorum yani.
(Bu satırları yazmayı düşündüğümü paylaştığımda, Borsanın İzinden Atölye grubunda olan bir arkadaşım İbrahim Babadağı'nın bir mesajını okuttu. Aklın yolu bir dedim. Mesajı özel bir alanda yazıldığı için buraya almayacağım ama bu yazının paralelinde olduğunu düşünmemeniz için bir sebep yok.)
Hekim, sen kendini iyileştir... İyileştir ki; zor zamanların tekrarı olmasın. İyileştir ki; hastaya şifa vermek için takatin olsun. Yani kestirmeden söyleyeyim: Zor zamanlarda hissettiklerinizi, yararlı bir enerji olarak kullanmanız ve ileri gitmek için itici güce çevirmeniz gerek. Hislerinizi bastırın demiyorum, aksine hissettikleriniz sizi harekete geçirsin diyorum.
Ahmet Şerif İzgören'in "Sosyal medyada, kahvehanede herkes vatansever. Ama bademi Amerika'dan ithal ediyoruz, şu kadar tarım arazisi boş." dediği bir konuşması var. Aşağıdan izleyebilirsiniz. Harekete geçmeden, çalışmadan, üretmeden vatanseverlik olmaz. Hislerinizi bu doğrultuda kullanın. Böylesi hem kendiniz için hem de çevreniz için daha yararlı olacaktır. Kendimiz, ailemiz ve milletimizi adım adım yükselteceğiz. Çalışmaktan yorulacağız ve dinlenmek için başka türlü yine çalışacağız.
Dağınık bir yazı oldu. Aklımda çok şey var. Biraz iç dökme, biraz da aklıma gelenleri sıralama maksatlı yazdım. Dikkat dağıtıcı olduysa kusura bakmayın.
Tags:
kişisel gelişim
